Bi kahvelik kitaplar serimizde bugün tarihe damgasını vurmuş yazarlardan Jack London’ın “Kızıl Veba” kitabını inceliyoruz . Jack London’ın ne kadar ileri görüşlü ve sağlam bir gözlem yeteneğine sahip olduğuna bir kez daha “Kızıl Veba” kitabında şahit oluyoruz . Aynı zamanda bu yazımızda Jack London Kızıl Veba Özeti, Jack London Kızıl Veba Konusu Okulsuz Toplum özet yapmak pek kolay değil. Ve yine Okulsuz Toplum kitap konusu çıkarmak da aynı derece kolay değil. Çünkü çok zor bir konu. Okulsuz Toplum kitap konusu olarak, aynı ilgi alanına sahip insanları bir araya getirmenin daha verimli olacağını sınıf yerine dersin önemli olduğunu savunuyor. TedarikSüresi 3 İş Günüdür. ISBN: 9786257799577 HeterotopikBir Coğrafya Olarak Fotoğraf - Robert Frank, The Americans ve Yolculuk (Turkish) (PDF) Heterotopik Bir Coğrafya Olarak Fotoğraf - Robert Frank, The Americans ve Yolculuk (Turkish) | N. Toros Mutlu - Academia.edu Entanınmış romanı “Sinekli Bakkal” yazarlığında olgunluk dönemini gösterir. Bu romanda Sinekli Bakkal mahallesinde yaşayan insanlar, aydınlar ve saray çevresi gibi 2′nci Abdülhamit döneminin farklı toplum kesimleri canlandırılır. Bu romanın yazıldığı yıllarda Türkiye bağımsız ve Batı yanlısı bir ülke Toplumdakiadaletsizliğe ve kutuplaştırılmaya karşı aktif siyasete katılmaya karar verdi. Siyasetin vesayetine karşı insaniyetin hakkaniyetine inanarak Gezi sırasında aktif rol oynayan çeşitli sivil toplum örgütlerinde gönüllü olarak görev almaya başladı. xbMUp. Error 522 Ray ID 738cb82a3a5cb755 • 2022-08-11 000555 UTC AmsterdamCloudflare Working What happened? The initial connection between Cloudflare's network and the origin web server timed out. As a result, the web page can not be displayed. What can I do? If you're a visitor of this website Please try again in a few minutes. If you're the owner of this website Contact your hosting provider letting them know your web server is not completing requests. An Error 522 means that the request was able to connect to your web server, but that the request didn't finish. The most likely cause is that something on your server is hogging resources. Additional troubleshooting information here. Cloudflare Ray ID 738cb82a3a5cb755 • Your IP • Performance & security by Cloudflare Fotoğraf Ve Toplum Kitap Özeti. 420 okumanın tarihi ne anlatıyor? Bütün ömrü boyunca farklı şehirlerde yaşayan rousseau 1744 yılında therese le vasseur ile paris’te tanışır. DR. ÖĞRETİM GÖREVLİSİ YUSUF SAYIN, FATİH KAHRAMAN Bunlar anlatım, sürekli kayıt, hız ve Güzel bir kitap olduğunu düşünüyorum ve okumak için sabırsızlanıyorum. Öykülerinde kötü yola düşmüş kadın ve kızların, çöküş sürecindeki burjuva ailelerin, yeni yaşama koşullarından bunalan, yurt özlemi çeken göçmenlerin, yoksulluk içinde yaşama savaşı veren, tek silahları sevgi olan yalnız kalmış kadınların, çocukların dramlarına sevecen bir bakışla eğildi. DR. ÖĞRETİM GÖREVLİSİ YUSUF SAYIN, FATİH KAHRAMAN Charles horton cooley, medyanın yapıp ettiklerini getiren dört önemli etkileşim ortaya çıkarmıştır. Özeti kitabın kahramanı raif efendi sessiz, içine kapanık, duygularını pek ifade edemeyen biridir. Fotoğraf ve toplum kitap açıklaması gisele freund, fotoğraf üzerine yazılmış yapıtlar arasında kılavuz bir kitap olarak çok önemli bir yere sahip olan fotoğraf ve toplum'da fotoğrafın icadından günümüze kadar geçirdiği değişimlere toplumsal ve siyasi bir pencereden bakıyor. Olumluluk toplumu içinde hiçbir olayın kalmamış olduğu bir. ismail küçükkaya çalar saat bugün canlı izle schalke canlı izle teknofest 2019 türk yıldızları saklı kurtlar güney kore almanya maç özeti emre kınayın dizileri kısa saç kesim modelleri erkek fiat fiyat listesi 2022 sarmas dolas yara yolma hastalığı ← yara yolma hastalığı yara yolma hastalığı → Error 522 Ray ID 738cb828f9dbb7f2 • 2022-08-11 000554 UTC AmsterdamCloudflare Working What happened? The initial connection between Cloudflare's network and the origin web server timed out. As a result, the web page can not be displayed. What can I do? If you're a visitor of this website Please try again in a few minutes. If you're the owner of this website Contact your hosting provider letting them know your web server is not completing requests. An Error 522 means that the request was able to connect to your web server, but that the request didn't finish. The most likely cause is that something on your server is hogging resources. Additional troubleshooting information here. Cloudflare Ray ID 738cb828f9dbb7f2 • Your IP • Performance & security by Cloudflare Kitap okumak film seyretmekten daha keyiflidir. Kendinizi kahramanların yerine koyarsınız. Size önerilerde bulunacağımız kitap özetlerini mutlaka okuyun. Doğduğumuzdan beri duyduğumuz seslerin yerini kelimeler, cümleler ve ardından hikayeler aldı. Kimimiz bu hikayeleri yaşadı ve anlattı kimimiz de okudu ve hayallerinde yaşadı. Kitap okumayı sevmeyebilirsiniz. Ama size sunacağım en iyi kitap önerileri listesi ile sizde kitap okumaya kitapları deneyerek sevmeye başlarsınız. Herkesin kitaptan aldığı zevk farklıdır. Kimi psikolojik kitaplardan hoşlanır, kimide kişisel gelişim kitaplarından. Bazıları polisiye sever, bazılarıysa gerilim–korku. Kimisi yerli yazarların kitaplarını sever kimisi illaki yabancı yazar der. Kimi dünya klasiklerinin üzerine kitap tanımam der, kimi çağdaş yazarlar, bilim kurgu der. Sürekli en çok okunan kitaplar listesi, yılın en çok satanları gibi listeler görürsünüz. Bugün ben de sizlerle okuduğum bazı kitapları paylaşacağım. Birer efsane olan bu kitapları en kısa zamanda okumanızı şiddetle öneriyorum. En İyi Kitap Önerileri; 1-Küçük Prens – Antoine de Saint-Exupéry Yazarın 1943 yılında yazılan Küçük Prens, 96 sayfadır okumaya başlamak için ideal. Dünyada en çok okunan kitaplar ve en çok satanlar arasında yer almaktadır. Fransızca yazılan kitabımız çocuklar ve yetişkinler için uygundur. Kitaptaki öykü yazarımızın Savaşı’nın toplum üzerindeki etkilerine eleştiridir. Kitap 210 dile çevrilmiş, sinema, opera ve tiyatroya uyarlanmıştır. Özeti Kitap Küçük Prensin maceralarını 27 bölümde anlatmaktadır. Kitapta yazarın uçağı bozulur ve Sahra Çölü’ne inmek zorunda kalır. Burada Küçük Prens ile tanışır. Küçük prens ilk başta kendi ülkesini ve yaşadığı toprakları anlatır. Gezegeninde çok sevdiği bir gülü vardır ve bu gülüne en iyi şekilde bakabilmek çin diğer gezegenlere gider. Her gittiği yerde farklı insan ve hayvanlarla taşınır ve çeşitli maceralar yaşar. Felsefi açıdan da okuyucuyu etkileyen kitap küçük bir çocuğun gözünden dünyaya bakışı anlatmaktadır. Bizlere sevgi, saygı, dostluk gibi manevi değerlerin kıymetini öğretmektedir. Sizin ve çocuğunuzun gelişimi için önemli bir eserdir. 2-Uçurtma Avcısı – Khaled Hosseini Halit Hüseyin Yazarın ilk romanı olan Uçurtma Avcısı, ilk kez 2003’de yayınlandı. New York Times’da en çok satanlar listesinde çok uzun zaman en üstte kalan kitabın en önemli özelliği, Afgan asıllı biri tarafından yazılmış ilk ingilizce kitap olmasıdır. Sadakat ve arkadaşlık üzerine yazılan bir biyografi romanıdır. Kitabı elinize alır almaz sizi kendine bağlayan bir kurguyla yazılmıştır. Ben işyeri kitaplığında bulduğumda acaba diyerek okumaya başladım, aynı gün içinde bitirdim ve duygularımı altüst ederken ikinci kitabı sabırsızlıkla aldım. 2007 yılında sinemaya uyarlan kitapta anlatılanlar içinizi yakacak, duygu selleri içinde boğulacaksınız. Özeti Romanda Emir Assef, Hassan,Süreyya, Ferit ve Rahim Han adlı başlıca karakterler vardır. Bunlardan baş karakter Emir çocukluk arkadaşı Hasan’a yapmış olduğu ihaneti bir türlü unutamaz. Emir efendi, Hasan ise hizmetkardır. Bunlar hem arkadaş hem de süt ile Hasan arasındaki diyaloglar, dostluk ve arkadaşlıkları sizi derinden etkileyecektir. Afganistan Krallığı’nın çöküp, insanların topluca Amerika’ya göçtüğü dönemi anlatan roman iki çocuğun büyüme hikayelerini, sevgi bağlarını, saygı ve sadakat duygularını çok iyi anlatır. Kitabın devamı Bin Muhteşem Güneş olup benim üzerimde ilki kadar etkisi olmamıştır. 3-Simyacı – Paulo Coelho Brezilyalı yazarın 1988 yılında yazdığı kitabı, ilk günden itibaren en çok okunan kitaplar listesine girmiştir. Bugüne kadar 26 dile çevirilen Simyacı yedi milyondan fazla sayıda satmıştır. Kitap Mevlana’nın Mesnevi’de anlatılan bir öyküden yola çıkarak yazılmış bir romandır. Devamında çok başarılı romanları olmasına karşın yazarın adı herkesin dilinde Simyacı’ nın yazarı olarak kalmıştır. Özeti Hikaye kahramanı Santiago papazlık okuluna giden, boş zamanlarındaysa koyun otlatan bir çocuktur. 16 yaşına geldiğinde aslında papaz olmak istemediğini anlar. Babasına okulu bırakıp gezgin olmak istediğini söyler. Babası ona içinde üç altın olan bir kese vererek yollar. Bu şekilde yollara çıkan Santiago yolda parasının bir kısmıyla bir koyun sürüsü alır. Bu sırada rüyasında Mısır Piramitleri’ne gitmesini onu orada bir hazinenin beklediğini görür. Santiago rüyasını anlattığı bir falcı hazinenin onda birini ondan isteyince rüyalara inanmaması gerektiğini düşünür ve gitmekten vazgeçer. Sonra bunları anlattığı başka bir yaşlı adam ve falcının fikirlerini kendi yine düşünür ve sürüsünü satarak Mısır’a yola çıkar. Kitaptaki ana fikir mutluluğu uzaklarda aramamamız, aslında yanı başımızda olduğunu görebilmemiz gerektiğidir. 4- Suç ve Ceza –Fyodor Dostoyevski Rus edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olan Dostoyevski’nin başyapıt eseridir. Dünyada en çok okunan kitaplar dünya klasikleri arasında olan roman, yazarın ikinci en uzun romanıdır. Gerçekten vaktiniz varsa tadını çıkara çıkara okumalısınız. Bir kaç gün kim kimdirle uğraşabilirsiniz malum rus isimlerinin ve hitaplarının farklı olması nedeniyle Yazıldığı günlerden bu yana 200 yıl geçmiş olmasına karşın hala en çok okunan kitaplar listesinden asla inmedi. Dostoyevskinin Sibirya Cezaevinden çıktıktan sonra realist bakış açısıyla yazdığı en güzel eserlerinden biridir. Özeti Romanın baş kahramanı Rodion Romanovich Raskolnikov adında bir gençtir. Yoksul bir genç olan Raskolnikov’un hayata, topluma, ailesine, dostlarına ve toplum ahlakına bakış açısını görüyoruz. Yazar öyle etkileyici bir üslupla yazmıştı ki, Raskolnikov bir katil, fakat romanı okurken sempati duyuyorsunuz ve hatta bazı anlarda acıma duygusu yaşıyorsunuz. kitap önerisi olarak size gerçekten rus edebiyatı baş yapıtını mutlaka tavsiye ederim. Yazarın kullandığı anlatım tekniğini ben hiçbir yazarda bulamadım. Öyle güzel tasvirler, anlatımlar var ki sanki o zamanda, o yerde, o kişilerle birliktesiniz. 5-Şeker Portakalı- José Mauro De Vasconelos Şeker Portakalı, Brezilyalı yazar tarafından 1968 yılında yazılmıştır. Yazarın en tanınan ve en çok okunan kitap tavsiyeleri listesinde yer alır. Portekizce yazılsa da dünyada 16 dile çevrilmiştir. Yazar, çocukluğunda yaşadığı olayların etkisinde kalarak yazdığını ifade ettiği Şeker Portakalı gerçekten son derece gerçekçi, çocuk ruhunu ve duygusallığını yaşatıyor. 2012 yılında sinemaya uyarlanan kitabın devamı olarak Güneşi Uyandıralım ve Delifişek ile bir seri halindedir. Özeti Yazarlık yapmadan önce boks antrenörlüğü, hamallık, garsonluk yapması insanı ister istemez etkiliyor. Kitapta kullanılan anlatım tekniği tek kelimeyle mucize. Yazarın yaşadığı çocuklukla kitaptaki karakterin örtüşmesi böyle oluyor. İnsan isterse herşeyi başarır. Romanımızın kahramanı yoksul çocuk Zeze’dir. Zıt karakterli birçok özelliği vardır Zeze’nin. Çok akıllı, çok zeki, çok yaramaz Zeze’nin ifadesiyle içindeki şeytanın ona verdiği fikirler nedeniyle, çok çalışkan ve çok aşırı duygusal. Sırf öğretmenini mutlu etmek için her gün ona çiçek götüren, ama yaptığı yaramazlıklar yüzünden mahallede adı çıkmış Zeze. Ailesinin işi dolayısıyla taşındığı yeni mahalledeki evin bahçesindeki portakal ağacıyla dost olur. Tüm gün yaşadığı herşeyi , yediği dayakları, kurduğu hayalleri, yaşadığı hayal kırıklıklarını hep dostu ağaca anlatır. Zeze’nin bu duygusal yolculuğunu mutlaka okuyun ve çocuklarınıza okutun. 6- Sol Ayağım – Christy Brown Christy Brown 22 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi şaka değil 22 çocuk gerçekten. Doğuştan beyin felçli olarak dünyaya gelen Christy uzun zaman hiç hareket edemedi. Doktorların söylediğine göre yaşaması imkansızdı. Ama annesi buna inanmadı ve oğlunun eğitimi için herşeyi yaptı. Önce konuşmaya başlayan çocuk uygulanan tedavilerle az da olsa hareket etmeye başladı. Vücudunda sadece sol ayağıyla resim yapmak, yazı yazmak gibi beceriler kazandı. En iyi kitap önerileri listemde sürekli yer alan bu kitabımız yazarın kendi hayatını anlattığı bir otobiyografidir. İnsanın bu kitabı okuduğunda, kişinin tek bir engeli olduğu oda kendisi olduğunu anlaması muhtemel. Bence bu kitabı genç yaşlı herkes okumalıdır. Özeti Christy Brown’un sol ayağını kullanarak yazdığı ve kendi yaşam öyküsünü anlattığı kitap aynı zamanda Psikoloji kitabı türünde sayılıyor. Kitabın anlatımı son derece sade ve anlaşılırdır. Brown doktorların zihinsel engelli olduğunu ve fazla yaşayamayacağını belirtmelerine karşılık annesinin sonsuz sevgi ve ilgisi sayesinde sol ayağıyla önce resim yaparak başladığı serüvenini yazarak devam ettiriyor. Brown bize hayattan vazgeçmemeyi, dilersek yapamayacağımız hiçbir şey olmadığını anlatıyor. Hayata bakışınızı değiştireceğine garanti veriyorum. 7-Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali Türk edebiyatının ünlü yazarlarından Sabahattin Ali’nin 1943 yılında, askerde bulunduğu dönemde, çadırında yazdığı romanı 177 sayfadır. Dışarıdan sakin çok sessiz olan Raif Efendi’nin ruhunda fırtınalar koparak aşkını anlatan kitap, yazarın en sevilen ve en ünlü kitabıdır. En çok okunan kitaplar aşk konulu listeye mutlaka girer. Özeti Kitabın kahramanı Raif Efendi sessiz, içine kapanık, duygularını pek ifade edemeyen biridir. Bir sanat galerisinde gördüğü tablodaki kadına aşık olur. Daha sonra tablodaki kadınla Maria ile tanışır ve karakterleri tamamen zıt olmasına karşın aralarında bir ilişki başlar. Maria ile masallardaki gibi başlayan aşkları maalesef kötü biter. Raif Efendi’nin Berlin’den ayrılmak zorunda kalması araya mesafelerin girmiş olması bu aşkı yarım bırakır. Raif Efendi yıllar sonra aşkı Maria’nın öldüğünü öğrenir. 8- Fareler ve İnsanlar – John Steinbeck Trajedi alanındaki roman, 1937 yılında yazıldı. Steinbeck bu romanında bir insanın toplumda kendini kabul ettirme, evrende birey olma çabasını anlatıyor. Kitapta zenginlik, yoksulluk, güçlü olmak, güçsüzlük, hayaller ve gerçekler konuları ustalıkla işlenmiştir. Roman fazlasıyla duygusal olup, gözyaşlarınızı tutamayacaksınız. Özeti Romanımızın kahramanı George ve Lennie adında iki dosttur. George zeki ve ufak tefek Small ise akli dengesi tam olmayan, güçlü ve iri yarı biridir. Bu ikili büyük buhranın yaşandığı dönemde iş bulmak umuduyla çiftlik çiftlik dolaşmaktadır. Uzun arayışlar sonunda Kaliforniya’da bir çiftlikte iş bulurlar. Planları kazandıkları parayla bir toprak alıp, geçimlerini sağlamak, burada yaşamaktır. Lennie’nin yumuşak şeyleri okşama takıntısı nedeniyle çiftlik sahibinin karısının saçlarını okşamak isterken kadını öldürmesi nedeniyle çiftlik sahibi ve adamları Lennie’nin peşine düşer. George arkadaşını kurtarmak ister onu adamlardan önce bulur, ona birlikte kurdukları hayalleri anlatır ve romanın trajik sonunu hazırlar. İşte sayın kitap severler, belki en çok okunan kitaplar listesi değil ama okuduğum ve size önerebileceğim kitaplardan ilk aklıma gelenler. Eğer sizde okur ve okumaya devam ederseniz bir sonraki en iyi kitap önerileri 2020 listesinde farklı tür kitap listeleri ile hayatınızdaki değişimi çok net fark edeceksiniz. Size milyonlarca hayaller ve hayatlar diliyorum. "KÜRESELLEŞMİŞ MODERN ÇOCUKLUK OKULSUZ VAR OLAMAZDI." Avusturyalı filozof ve toplumbilimci Ivan Illich'in 1971 yılında kaleme aldığı "Okulsuz Toplum" teorisi öğrenimin kurumsallaştırılmasını sorgular. Genel olarak eğitimi değil mevcut eğitim sistemini eleştirir ve günümüz eğitim sisteminin okullarını eğitim açısından etkisiz, bölücü, kısıtlayıcı ve ticari bulur. Günümüz okullarına ve eğitim sistemine baktığımızda Ivan Illich'in düşünce ve teorisine katılmamak gerçekten pek mümkün gözükmüyor. OKULU DEVLET KURUMU OLMAKTAN ÇIKARMALIYIZ Okulların kurumsallaşması toplumsal kutuplaşmaya ve psikolojik çöküntüye yol açmaktadır. Toplumsal taleplerde bir eğitim eşitliğinin sağlanması söz konusu olmamıştır. Eşit nitelikte okul eğitimine sahip olsalar bile zengin bir ailenin çocuğu daha fazla olanağa sahiptir. Bu avantajlar evdeki sohbetlerden kitaplara, çocuğun hoşlanacağı gezilerden farklı ilgi alanlarına dek uzanır. Daha fakir çocuklar, gelişim ve eğitim amacıyla okula bağımlı kaldıkları sürece, genellikle diğer varlıklı çocuklardan geri kalacaktır. Fakirlerin, bu dengesizliği gidermek için diplomaya değil, öğrenme edimlerini gerçekleştirecek farklı yardımlara ihtiyaçları vardır. 1965-1968 yılları arasında özellikle fakir çocuklar için eğitime fazladan 3 milyar $ harcanmış fakat çocukların öğrenimlerinde önemli bir gelişme kaydedilememiştir. Bu harcama okullar yerine doğrudan ailelere yapılmış olsaydı çocukların öğrenim edimlerinde ciddi bir gelişme sağlanabilirdi. Eşit eğitim fırsatı, gerçekten de hem arzu edilebilir hem de uygulanabilir bir amaçtır. Fakat bunu ancak zorunlu okullaştırma ile mümkün saymak, kurtuluşu kiliseyle karıştırmak anlamına gelmektedir. EN BÜYÜK TEHLİKE Eğitim kurumlarını kurumsallaştırmak aynı zamanda ırkçıların, dini okulları yaygınlaştırmaya çalışanların ve bölücülerin de kendi çıkarları için kullanabileceği bir yapıya dönüşebilir. ZORUNLU OKULLAŞMA Zorunlu eşit okullaşmanın, ekonomik olarak uygulanamaz olduğu ispatlanmıştır. Zorunlu eğitim, kaçınılmaz bir şekilde toplumu kutuplaştırdığı gibi uluslararası kast sistemine göre dünya milletleri arasında bir sınıflamanın oluşmasına da yol açmaktadır. Artan masraflar ülke içinde ve dışında yıkıcılıklarını arttırmaktadır. Bu durum, paradoksal bir toplumsal sorun olarak ortaya konmalıdır. DİPLOMANIN YIKICI ETKİSİ Eğitimciler eğitimi sertifikayla paketleyip sunmakta ısrarcı olduklarından, okullaşma ile eğitimde bir gelişme kaydedilememektedir. Çünkü öğrenme amacıyla gidilen okulda bir araç olan diploma asıl amaç haline gelmektedir. TEORİK VE PRATİK UYGULAMALARI Eğitim, öğrenmeyi kolaylaştıran koşullar içermelidir. Ancak okulda pratik değeri olan niteliklerle bağlantı kurulamadığından, mevcut okullu eğitim sistemi mantıklı değildir. ÖĞRENME HER YERDEDİR Okul sisteminin bir diğer yanılsaması da, öğrenmenin öğretme sonunda ortaya çıktığı yolundadır. Öğretme ediminin bazı durumlarda okullarda gerçekleştiği olur fakat pek çok insan sahip oldukları bilgilerin çoğunu okul dışında edinmektedir. Okuma ediminden zevk alan pek çok insan bu huyu okulda edindiklerine inanmaktadır. Doğruluğu araştırıldığındaysa bunun bir yanılsama olduğu ortaya çıkmaktadır. OKUL OLGUSU Geçtiğimiz yüzyıla kadar orta sınıfa mensup ailelerin çocukları özel öğretmenlerin ve özel okulların yardımıyla eğitim gördü. Endüstri toplumunun gelişmesiyle çocukluk, seri üretimi uygulanabilir hale ve kitlelerin ulaşabileceği sınırlara geldi. Çocukluğun üretildiği okul sistemi de modern bir fenomendir. ÖĞRETMENLER VE ÖĞRENCİLER Hepimiz sahip olduğumuz bilginin çoğunu okul dışından elde etmişizdir. Öğrenciler öğrendiklerinin çoğunu öğretmen yardımı olmadan, hatta öğretmenlere rağmen öğrenirler. Herkes nasıl yaşanacağını en iyi, okul dışında öğrenmektedir. Bizler bir öğretmenin müdahalesi olmadan konuşmayı, düşünmeyi, sevmeyi, hissetmeyi, oynamayı ve çalışmayı öğreniriz. Eğitimle ilgili araştırmalar, çocukların, arkadaş gruplarından ve yaptıkları gözlemlerden, okulda öğretilmeye çalışandan daha çok şey öğrendiklerini göstermektedir. SÜRECİN RİTÜELLEŞTİRİLMESİ Eğitime ayrılan bütçe arttıkça uluslar bu durumu gelişmenin anahtar faktörü olarak algılamaktadır. Bireysel öğrenmenin de toplumsal eşitliğin de okullaşma ritüeliyle artırılamayacağını anlamadıkça eğitimde bir reform söz konusu olamaz. Okullarda ne öğretildiği söz konusu olmaksızın, zorunlu kamu okullarının kaçınılmaz bir şekilde böylesine yoz bir toplum oluşturacağını anlamadıkça tüketim toplumu olmaktan öteye geçemeyiz. KURUMSALLAŞTIRILMIŞ DEĞERLER MİTİ İnsan, bir kez okulun ihtiyaç olduğunu kabul ettiğinde diğer kurumlar için de kolay bir av haline gelmektedir. Genç insanlar her çeşit kurumsal planlamaya karşı şartlandırılmaktadır. Eğitim bu insanların hayal güçlerinin sınırlarını daraltmaktadır. PAKETLENMİŞ DEĞERLER MİTİ Okul, öğrenimi konulara ayırmakta ve böylece çocukları bu önceden hazırlanmış müfredat içine gömerek uluslararası skalada sonuçları değerlendirmeye çalışmaktadır. Okul, diğer ticari mallar gibi aynı yapıya sahip aynı sürece göre uyarlanmış bir eşya satmaktadır Müfredat. Eğitimciler, müfredatın maliyetiyle orantılı şekilde artan eğitim masraflarını öne sürerek daha pahalı öğretim programını mazur gösterebilmektedir. YENİ YABANCILAŞMA Okul sadece Yeni Dünya'nın dini değil, aynı zamanda dünyanın en hızlı gelişen iş sektörüdür. Okul, yaşama hazırlığı yabancılaştırmakta, böylece öğrenciler gerçek eğitimden ve yaratıcılıktan yoksun bırakılmaktadır. Okul, öğretilmeye ihtiyaç duymayı öğreterek, yaşamın yabancılaştırıcı kurumlarına hazırlık yapmaktadır. ÖĞRENME AĞLARI Okula kaydolan öğrenciler diploma elde etmek amacıyla diplomalı öğretmenlere boyun eğmektedirler. Paradoksal bir şekilde aynı insanlar, bilgilerini nasıl elde ettikleri sorulduğunda bu bilgileri okuldan ziyade okul dışında öğrendiklerini söylerler. Gerçekler hakkındaki bilgilerini, yaşamı ve işlerini, arkadaşlarından, televizyondan, kitaplardan ya da çıraklık ritüellerinden öğrenmişlerdir. Öğrenme edimini gerçekleştirmek için, öğrencileri istek ve zaman bulmaya teşvik edebilir ya da kişinin kendi kendine motive olduğu öğrenmeyi tercih edebiliriz. Öğretmen vasıtasıyla bütün eğitim programlarını dar bir alandan geçirmeye devam etmek yerine, hayatla kurulacak yeni bağlantılarla öğrenme edimini gerçekleştirebiliriz. KALİTELİ BİR EĞİTİM SİSTEMİ Kaliteli bir eğitim sistemi şu üç amacı gerçekleştirmeye çalışmalıdır Yaşamının herhangi bir anında mevcut kaynaklara ulaşmak suretiyle bir öğrenim gerçekleştirmek isteyen herkese imkân sağlamalıdır. Bilgi sahibi olanların, bu bilgilerini paylaşmaları konusunda kendilerinden bir şeyler öğrenmek isteyenleri bulmalarına yetki tanımalıdır. Halka, yeteneklerinin ortaya çıkmasını sağlayabilecek imkân olarak, bir konuyu onlara sunmak isteyenler için gereken her türlü olanağı sağlamalıdır. Kamu için açılacak ücretsiz yetenek merkezleri suretiyle yetenek değişimleri kurumsallaştırılabilir. Yani, belli bir konuda uzman olan insanlar, vakitleri dâhilinde ve belki de kurulacak bir fondan elde edecekleri bir gelir ile sahip oldukları yetenekleri başkalarına öğretebilirler. Çünkü hiçbir öğretmen o işin uzmanı kadar bilgi sahibi olmayacaktır. İstek üzerine kişilere öğretmek ve uygulatmak özgürlüğü ile yeteneklerin paylaşımı daha başarılı bir şekilde gerçekleşecek ve aydın bir kesim ortaya çıkacaktır. SONUÇ Çağdaş toplum, bilinçli tasarımların bir sonucudur ve eğitim fırsatları onlara uygun olarak tasarlanmak zorundadır. Okul vasıtasıyla belli bir amaca uygun olarak geliştirilmiş, tüm günü kapsayan eğitime olan güvenimiz günümüzde azalmaktadır. Öğrenmek ve öğretmek için daha farklı yollar bulmak zorundayız. Gerçek bir eğitimi hayata geçirebilmek için toplumun oluşumunun önünde duran en önemli engel hayallerimizin tamamen okullaştırılmış olmasıdır. Okulsuzlaştırılmış bir toplum, günümüzdeki dünya düzeninin dayandığı ekonomi ve siyaset gibi tüm kavramların da yeniden şekillenmesini sağlayacak ve insanoğlunun özgürleşmesine yol açacak bir hareketin temellerini atacaktır. "Okullaştırma, eğitimle aynı anlama mı gelmektedir? Kesinlikle hayır. Herkes gün be gün bir şeyler öğrenmektedir. Dürüst olmak gerekirse, çoğumuz, yaşamımızda okullaşmanın direk ve derin bir etkiden son derece yoksun olduğunu görürüz. Bu durumda iki soru ortaya çıkmaktadır Her toplumda okullaşmaya bu derece büyük bir önem ve prestij kazandıran nedir? Eğitimin işlevi bir şüphe içeriyorsa, okullaşma gerçekte ne anlama gelmektedir? Ivan Illich, bu eserinde okulun, statükonun korunmasına vesile olan araçlardan biri olduğundan dolayı bu prestije sahip olduğu yolundaki tezini kanıtlamaya çalışmaktadır. Ona göre günümüzdeki okullar eğitimi açısından etkisiz olduğu kadar, bölücü bir nitelik de taşımaktadır. Basından okullaşmaya karşı eleştirilerini "Okulsuz Toplum" adıyla kitap haline getirmesi ve Celebration of Awareness'in yayımlanması ile Illich'in görüşleri çok daha geniş bir çevrede tanınmaya başlamıştı. CIDOC 1970'li yıllarda entelektüel düzeyde uluslararası saygınlığı olan bir odak oldu. Ancak Illich'in çalışmalarını eğitim dışındaki konulara kaydırmaya başlaması ve Latin Amerika'ya eskisi gibi misyonerlerin gitmemesi nedeniyle CIDOC'un etkinliği inişe geçti. 1980'lerden sonra Illich Meksika, ABD ve Almanya'da çalışmalarını sürdürdü. ABD'de Penn State Üniversitesi'nin Felsefe ve Bilim, Teknoloji ve Toplum bölümlerinde konuk öğretim üyesi olarak ve Almanya'da Bremen Üniversitesi'nde Illich'in fikirleri çevresinde bir araya gelen "Oranlılık Üzerine Araştırmalar Döngüsü" adlı bir grupla birlikte çalıştı. Son yıllarda Oakland'da yaşıyordu ve çalışmalarını "oranlılık" kavramı üzerine yoğunlaştırmıştı. Illich, en başta toplumsal cinsiyet üzerinden bölünmüş bir toplumsal yapıda oran duygusunun kaybolduğunu savunuyordu. Çevre İçin Hekimler Derneği Resmi Web Sitesinden ...

fotoğraf ve toplum kitap özeti