Konu: GDO LU ÜRÜNLER Perş. Ocak 21, 2010 11:36 am: Türk'ün haberi (herbisit) karşı bitkilere dayanıklılık kazandırılması ile ilgili. Oysaki GDOlu
Yeni Zelanda’da GDO’lu ürünler yetiştirilmemekte ve genetiği değiştirilmiş canlı organizma içeren ilaçlar yasaktır. Ancak genetiği değiştirilmiş canlı organizma içermeyen ilaçların satışı yasak değildir. ABD. 2004 yılında Mendocino County, Kaliforniya GDO’yu yasaklayan ilk ilçe oldu. %57’lik güvenle yasak geçti.
Özelikle GDO’lu soya ve mısır nedeniyle geniş bir ürün yelpazesinde GDO’lu ürünler kullanılıyor. GDO’lu soya; sucuk, salam, sosis gibi kırmızı etin kullanıldığı ürünlerde, etsuyu tabletlerde, fındık-fısık ezmesi, çikolatalı ürünler, çeşitli unlu mamüller, süt tozu, hazır çorbalar ve hayvan yemlerinde
GDO‘lu ürünlerle ilgili işlemler; 26 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğe giren 5977 sayılı “Biyogüvenlik Kanunu” ve yine aynı tarihte yürürlüğe giren “Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik” hükümlerine göre yürütülmektedir.
Ürünlerininsan sağlığı için sakıncaları anlatılacak. Tarım Bakanlığı’nın 26 Ekim’de yayınladığı yönetmelik, GDO’lu ürünlerle ilgili tartışmaları yeniden gündeme taşımıştı. Yönetmelik, yüzde 0.9’un üzerinde GDO içeren ürünlere etiket zorunluluğu getirirken, bu oranın altındakilerde zorunluluk
Kaba ve karma yem yetersizliği GDO’lu 40'a yakın yemin ithalatına neden olmaktadır. Gerek büyük baş gerek kanatlı hayvanlar için ülkemizde yem açığı vardır. Bu açık olduğu sürece dışa bağımlı ve GDO’lu yem kullanmaya mecbur durumdayız. Kırsalın boşalması, tarım planlamasının olmaması, meraların tüketilmesi
C7YXxSJ. Emperyalist tekelleri. sundu yeni ürünleri. Kime fayda sağlayacak GDO’lu besinleri... Hile hurdaya alıştık. Var bu işte bir yanlışlık. Kalmadı halkın dirliği sırada "gen" kirliliği.. Bir canlıdan diğerine Aktaracaklar genleri. DNA’dan GDO’ ya.. Frankeştayn gıda. Akrep geni pamuklara. Balık geni domatlara. Nesilleri tüketecek. İşin yoksa tabut ara. Bu ne biçim bir fasulye. Patatese ne olmuş böyle. Kobay gibi kullanıldık. Kardeş olduk farelerle. Besin cennetidir ülkem. Mis gibi kokuyor meyvem Kıpır kıpır kaynamayın. "Genleriyle" oynamayın. Karışmayın siz doğaya. Çektirmeyin zararını. Böceklere dirençliymiş. Onlar da yesin hakkını. Sindirilmez günlerdeyiz. Dayanılmaz hallerdeyiz. Değitirme ürünümü. Zorlaştırma sindirimi. Hatırlarım ben köyümden. Mis kokan has tavukları. GDO’ya hayır deyin. Yarınların umutları. ABD’den yeni oyun. İster aç kal, ister doyun. Kınayalım ortakları. Nere de insan hakları. Yıldırmayın artık bizi. Affetmiycek tarih sizi. Kirli ellerinizi çekin. Ölüm değil yaşam ekin. MEHMET FİKRET ÜNALAN
Eylem Türk'ün haberi 1- GDO’lu ürünler niçin üretiliyor? 2- İnsan ve hayvan sağlığına zararı ya da zararsızlığı konusunda somut bilgiler, bulgular var mıdır? 3- Bitki sağlığına etkileri bakımından bilimsel bulgular, bilgiler var mıdır? 4- Karşı veya taraf olanların gerekçesi nedir? 5- Hibrit ürünle, GDO’lu ürün arasındaki fark nedir? 6- Türkiye’de çıkarılan yönetmelik ne getirecek? 7- Yönetmelik binde 9 sınırı getiriyor. Bu ne demektir? Bir bisküvinin ağırlığının ya da çikolatanın binde 9’u mu demektir? 8- GDO’lu ürün üreten ve para kazanan ülkeler var, alıcı, ödeyici ülkeler var... Bu konu üzerine bir sömürü’ seylemi kuruluyor. Bu konuda görüşünüz nedir? 9- Türkiye’ye yönetmelik öncesi, GDO’lu ürün girdi mi? Girdiyse ne kadar? 10- GDO’lu üretim her üründe olabilir mi? 11- Cartagena sözleşmesi ne getiriyor? İmzalanması zorunlu mudur, imzalamayana yaptırım öngörüyor mu? 12- Tarım Bakanlığı biz tohumda hiç izin vermiyoruz’ diyor. Bu ileri bir adım mıdır? 13- Sağlık sorunlarına yol açması olasıysa, bunun somut bulgularına kaç yılda ulaşmak mümkün olabilir? 14- GDO’lu ürün tüketimini belli bir sınırda tutmak mantıklı bir tedbir olabilir mi? PROF. DR. TAYFUN ÖZKAYA Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım ve Ekonomisi Bölümü, Tarım Politikası ve Yayım Anabilim Dalı öğretim üyesi- Tarım Ekonomisi Derneği Başkanı - Ege Üniversitesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü - GDO Karşıtları Platformu’nun destekçisi. Deneylerde kısırlaştırdı 1- İddia daha az ilaç kullanılacağı, verim artışı olacağıdır. Gerçek tam tersidir. GDO uygulamaların yüzde 85’i ot öldürücülere herbisit karşı bitkilere dayanıklılık kazandırılması ile ilgili. Oysaki GDO’lu bitkilerin üretildiği ülkelerde ilaç kullanımı roket gibi arttı. Arjantin’de glyphosate kullanımı 14 kat arttı. Verim artışı iddiası da doğru değildir. Hindistan’da GDO pamuk dönüm başına 370 kilogram verim vaat etmişti. Ortalama verim 50 kilo oldu. 2- İnsanlarda alerjilere yol açtığı doğrudan izlenmektedir. Hayvan deneyleri çok olumsuzdur. İskoçya Rowett Enstitüsü’nde GDO’lu patatesle beslenen farelerin tümünün iç organlarında küçülme, bağışıklık sistemlerinde çökme, kan yapılarında bozulma görüldü. Rusya Bilim Akademisi’nde farelerin yavrularının yüzde 55,6’sı doğumdan üç hafta içinde öldü. Avusturya Tarım ve Sağlık Bakanlığı’nın finansmanı ile Viyana Üniversitesinin geçen yıl yaptığı bir çalışmada ise GD gıdalarla beslenen farelerin 34 nesil sonra büyük ölçüde üreme yeteneklerini kaybettikleri belirlendi. 3- GDO Biyoçeşitliliğe tehdit oluşturmaktadır. İngiltere’de 2007 yılında GDO kolzadan yabani akrabası olan yabani hardala gen geçişi ispatlanmıştır. GDO yerli gen kaynaklarını zamanla ortadan kaldıracaktır. Tehlike sadece insana değil çevreye de yöneliktir. Bir felakete yol açabilir. 4- Yaygın olarak GDO uygulaması olan pamuk, mısır, soya ve kolzada sonuçlar olumsuzdur. Şimdilerde GDO yandaşları hiç gerçekleşmemiş bazı olayları ileri sürerek GDO’ya prestij kazandırmak istemektedirler. Bunlardan biri, A vitamini içermesi nedeniyle
Oluşturulma Tarihi Ekim 08, 2018 1833GDO nedir sorusunun yanıtı birçok vatandaş tarafından büyük bir merakla araştırılan ve sorgulanan konular arasında yer almaya devam ediyor. Genetiği değiştirilmiş organizma anlamına gelen GDO birçok besinde bulunuyor. Peki, GDO nedir? GDO'lu ürünler nelerdir?GDO'nun açılımı genetiği değiştirilmiş organizma’ anlamına gelmektedir. GDO bir canlının genetik özelliklerinin laboratuvar ortamında değiştirilmesiyle elde edilir. Bu şekilde gıdalar böcek gibi çeşitli canlılara karşı dirençli hale gelmektedir. Genetiği değiştirilmiş gıdaların tadı, kokusu, büyüklüğü, rengi GDOGDO'lu besin üretimi Türkiye'de yasaktır. Dolayısıyla Türkiye'de yerli üreticiler GDO’lu gıda üretmemektedir. Ülkemize bu ürünler yurt dışından aldığımız besinler ile GDO'nun durumuGDO'lu tarımsal üretim daha fazla verim, daha çok gelir düşüncesi hedeflenerek benimsenmiştir. Bu üretimin %50’lik kısmı ABD’de oluşmaktadır. Örneğin 1998 yılında GDO’lu üretim sonucu gıda miktarı 6 katına çıkmıştır. Son dönemlerde Avrupa Birliği ülkeleri arasında, Yunanistan, Avusturya, Macaristan, Polonya, Fransa, Almanya gibi ülkeler kimyasal maddeli bu gıdaları oluşturmayı bırakmıştır. İspanya’da halk yürüyüşleri olmuş ve bunun sonucunda GDO’lu besinlerin üretiminde %35’lik bir azalma ürünlerDünya genelinde çoğunlukla buğday, mısır, çilek, kiraz, domates, yer fıstığı, pirinç, patates, havuç gibi gıdalarda GDO bulunmaktadır. Hatta yem kullanımı sebebiyle bazı balık türlerinde de zararlarıGDO’nun zararları araştırıldığında gıdaları böcek gibi hayvanlardan korumak için kullanılan bu maddenin insanlar üzerinde de olumsuz etkileri olduğu tespit edilmiştir. Özellikle hamile kadınların kanında ve dolayısıyla fetüste GDO’ya rastlanmıştır. Bu besinler insan vücudunda tam parçalanamamaktadır. Alerjik hastalıkları olan kişiler üzerinde öldürücü etkileri bile görülmektedir. İnsanlarda hormonal sistemi bozmaktadır. Bazı hayvanlar üzerindeki olumsuz etkisi ekosisteme zarar vermektedir. Antibiyotik kullanımı sırasında antibiyotiklerin etkisinin görülmesini azaltmaktadır. Rüzgar ile doğal türlere karışarak biyolojik çeşitliliğe zarar vermektedir. Bitkideki zehir kökleriyle toprağa geçmektedir bu da çevre sorunlarına yol açmaktadır. Dolayısıyla şu ana kadar yapılan araştırmalardan anlaşıldığı üzere, GDO kullanımı hem doğa hem de canlılar üzerinde ciddi hasarlar bırakmaktadır.
Türk Sağlık-Sen, Genetiği Değiştirilmiş Organizma'lı GDO ürünlerin ticaretini düzenleyen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Yönetmeliğinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı. Sendika üyeleri ellerinde pankartlar ile hormonlu sebze ve meyvelerle Danıştay önünde adına açıklama yapan Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, ''insan sağlığını hiçe sayan, bir milletin yüz yıl sonraki nesillerine bile zarar verecek'' bir yönetmeliğin iptali için toplandıklarını söyledi. Dünyada ''Frankeştayn Gıda'' olarak adlandırılan GDO'lu gıdaların ''soğuğa dayanıklı olması için domatese balık geni yerleştirilmesi'' gibi tuhaflıkları içinde barındıran ürünler olduğunu belirten Kahveci, ''Ürünün sağlamlığının ve büyüklüğünün insan sağlığına tercih edildiği bu gıdalar insanlarda antibiyotiklere karşı dayanıklıklık oluşmasına, alerji gibi rahatsızlıklara yol açmaktadır. Ayrıca bir çok bilim adamı bu ürünlerin böbrek yetmezliğine ve kısırlığa neden olduğunu ifade etmektedir. GDO'lu ürünlerin faydası bol para kazandırdığı küresel sermayeye sahip büyük şirketleredir'' diye ve Köyişleri Bakanlığının bu yönetmelikle milletin sağlığını tehlikeye attığını savunan Kahveci, yönetmeliğin derhal iptal edilmesini GDO'lu gıdayı üreten ve dağıtımını yapan şirketlerin ürünlerde sağlığı etkileyecek bir durum olması halinde gerekli tedbirleri almakla yükümlü tutulduğunun ve bu konuda tüketiciyi bilgilendireceğinin ifade edildiğini kaydeden Kahveci, ''Yani her şey ürünü satan, bundan ticari kazanç elde eden şirketin insafına kalmıştır'' dedi. Kahveci, yönetmelikte GDO'lu ürünlerin bebek mamalarında ve küçük çocukların ek gıdalarında kullanımının yasak olduğunun belirtildiğini ifade ederek, ''Bu, bebekler dışındakiler ürünleri kullansın anlamına gelir. GDO bebeğin mamasında olmayacak ama ona süt veren annesinin gıdasında olacaktır. Bu nasıl bir ayrımdır'' diye konuştu. Yönetmelikte, ''GDO'suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO'suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz'' ifadesinin de yer aldığını anımsatan Kahveci, böylelikle insanların en doğal hakkı olan ne yediğini bilme hakkının ellerinden alındığını öne ve Köyişleri Bakanlığının, 26 Ekim 2009'da Resmi Gazete'de yayımlanan Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmeliği GDO ve ürünleri ile bunları içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetime ilişkin usul ve esasları belirliyor. Haberler
- 2011 Güncelleme - 2011 GDO nedir? ve GDO'lu ürünler nelerdi? Soruları, sağlıklı bir yaşam için yediklerine - içtiklerine özen gösterenler tarafından araştırılıyor. Peki; GDO nedir? GDO'lu ürünler nelerdir? İşte, GDO nedir? ve GDO'lu ürünler nelerdir? sorularının cevabı... Sağlıklı beslenme, hayatımızda her geçen gün daha da önemli bir rol oynuyor. Durum böyleyken yediklerimize – içtiklerimize de daha çok dikkat etmemiz gerekiyor. Sağlıklı beslenmenin yollarını arayanların en çok araştırdıkları konuların başında ise GDO'lu ürünler yer alıyor. Peki; GDO nedir? GDO'lu ürünler nelerdir? İşte cevabı... GDO NEDİR? Doğada kendi başına gerçekleşmeyen, sadece laboratuvar ortamında genetik değişiklik sonucu üretilen organizmalara "Genetiği Değiştirilmiş Organizma GDO" denir. Örneğin, mısıra bir bakteriden alınan genin yerleştirilmesi ancak laboratuvar ortamında ve insan eliyle gerçekleşir. GDO'LU ÜRÜNLER işte en yaygın kullanılan 5 GDO'lu ürün 1. Aspartam sentetik tatlandırıcı Teknik olarak yapay bir madde olmasına rağmen, aspartam 2 doğal amino asit kombinasyonu sonucunda oluşuyor. 2 farklı bakteri türü bu asitleri üretiyor ve bazı vakalarda bakterilerden biri mahsulü artırmak için değiştiriliyor. Peki, aspartam zararlı mı? Aspartam tek başına genetik malzeme içermiyor. Aspartamın insanlarda kansere yol açtığına dair onaylanmış bir bağ bulunmazken, aspartam verilen dişi laboratuar farelerinde yüksek oranda lenf kanseri ile lösemi görüldü. 2. Kanola yağı Kolza yağı olarak bilinen kanola yağı, en yoğun olarak kullanılan ürünlerden biridir. Batı Kanada'da kullanılan kanolanın yüzde 80'inin genetiği değiştirilmiştir. Bazı otkıranlara zararlı bitkileri yok etmek için kullanılan tarım ilacıkarşı direncini artırmak için kolzanın genetiği değiştiriliyor. Böylece daha kolay yabani ot kontrolü yapılıyor, daha az tarım ilacı kullanılıyor ve daha fazla ürün sağlanıyor. 3. Süt rBGH hormonu ineklerin daha fazla süt vermesine neden oluyor ve korkunç derecede mastit meme iltihabı'e yol açıyor. Bu hasta ineklerin devamlı doktor gözetimi altında olması gerekiyor ve antibiyotiklerle tedavi ediliyorlar. İnsanlarda kanser riskini artıran rBGH içeriyor. Dünya, rBGH enjekte edilen ineklerin sütünün güvenli olup olmadığı konusunda ikiye bölündü. Avrupa Birliği ve Avustralya'da bu hormon yasaklanmış olmasına rağmen, Amerika'da hormon yasal ve FDA'nın bu sütler hakkında herhangi bir şartı yok. 4. Soya Tüm ürünlerin içinde, soya en yoğun genetiği değiştirilen ürün. 2007 yılında, dünyanın yarısından fazlası genetiği değiştirilmiş bir ırk üretti. Soyanın genetiği çeşitli nedenlerden dolayı değiştiriliyor. En yaygın olanları, ürünün böceklere ve mantara karşı direncini artırmak, ürünü vitamin, yağ ve protein içeriği bakımından zenginleştirmektir. Böylece hayvan yemi olarak kullanılabiliyor. Soya aynı zamanda eczacılıkta kimyasal yapımında kullanılıyor. ABD'deki ürünlerde soya kullanılıyorsa, mutlaka etiketinde belirtiliyor ve bunlar genetiği değiştirilmiş soya oluyor. Bu sadece tofu ve soya sütü değil, soya ürünü bulunan yiyecekler ekmek, tahıl gevreği, dondurma ve çikolata de kullanılıyor. 5. Mısır ABD'nin her yerinde mısır kullanılıyor. Gerçekte, ABD dünyadaki en büyük mısır üreticisidir. 2000 yılında ABD Tarım Bakanlığı, ülkede yetiştirilen mısırın yüzde 25'inin genetik olarak değiştirildiğini tahmin ettiklerini söyledi. Mısır içeren ürünler ise salata sosları, margarin, un ve mısır şurubudur. Ancak, genetiği değiştirilmemiş tarlalardaki mısırlara yandaki arazilerden rüzgâr sonucunda GDO'lu mısır bulaşabiliyor. Bilim adamları etkilenen alanın çok büyük olabileceğini söylüyorlar.
gdo lu ürünler ile ilgili sloganlar